Şiştim efendim şiştim! Biliyorum, böyle selamsız sabahsız bir giriş oldu, farkındayım ama kelimenin tam anlamıyla şiştim ve hayır hashtag #aşkvegurur değil, hashtag #şiştim...
Aşk dediler, gurur dediler, ama o da nesi? Aşkı Koriş ile yaşadık, gururu Koriş ile. Aşk ve Gurur, Koriş ile aynı cümlede ne kadar etkiliyse, bizde de o denli etkili oldu, anlatılmaz yaşanır denilen türden. Ben gözler yaşaracak, duygu seline kapılıp kayıplara karışacağız zannederken, bir damla yağmuru bile çok gördüler.
Bu bölüm benim için tekrar tekrar izlenmeyecek olan, "Kara Liste” diye isimlendirdiğim bölümler arasına eklenmiştir. Yine yeniden yarım kaldık, hiç yaşanmadı sayabiliyor muyuz acaba? Hayır, çünkü bende de “Anksiyete” belirtileri başladı da. Defne ve Ömer’e gelmek istiyorum, ciddi bir uğraş veriyorum şu an inanın bana. Ama hak getire yani, Nasıl desem ki, Derya ve Nazlıcan sahnelerindeki o sıradanlık yok muydu? Siz de içinizden bazı sahnelere “Sebebi neydi ki?” demediniz mi? Ben sık sık dedim, sık sık. Sonra akış şu yöndeydi: Sinan-Sude, Koriş, Ömer-Defne, Koriş, Necmi-Neriman, Koriş sonra tekrar Koriş, Koriş, Koriş... Koray'ı çok seviyoruz elbette ama keşke dibini sıyırmasak, tadında bıraksak bazı şeyleri ne güzel olur hâlbuki.
Defne ve Ömer cephesinde beklediğimiz tatlı mı tatlı rekabet sahnelerini göremedim. Bu daha çok “Benimle kapışır mısın?" olmuş. Birisi kaçak dövüştü, ötekinin içi içini yedi, hatta sığamadı taştı. Sonra bir kitap gördük bir ara (hoş o da neden tozlu ofis dolabında onu da anlamadım!) tam “Aman Allah'ım yoksa” derken orada da bi “hoop!“ dedik rölantide kaldık yine. Hâlbuki geçen haftadan sonra güneş açtıracak, gökkuşağını gösterecek bir bölüm olur diye bekliyordum. Sevim koşşş, matmazeli de çağır dizimizi harcıyorlar! Böyle yüksekten çivileme atlanmaz mazallah vurgun yeriz.
Gelelim şu iki bölümde tükettiğimiz, iki yudumluk kahvelerin içildiği ortak mola alanına, ondan da bir soğudum inceden. Geldiği gibi ani bir şekilde gidebilir, çabuk tükettik bence biz orayı. Aslında dizinin başındaki o geri sarma olayında, ben bir “Sürprizi sonunda aman deyim idare edin!” sinyalini aldım. Sude’yi de görünce dedim ki “tamam intikam soğuk yenen bir yemekti sıra bizde" ama Ömer menüyü iki kişilik hazırlamış, arada Defne de kaynadı gitti. Sonra dedim ki “sonunda güleceksem başında ağlarım sorun yok" Ama bu sefer GÜLDÜRMEDİ! Öylece kaldım böyle sinir tepemde. Ömer zafer sarhoşu, Defne etik olmayan davranışlar içinde “Hareketlere bak!” dedirtti cidden, elim böğrümde kalakaldım.
Sorarsanız “Hiç mi güzel bir şey olmadı?” Sorun çekinmeyin. Sevinç eşiği düşük bir sahnem var size, o da Sude'nin acil çıkış kapısına doğru yol aldığı o sahne. İşte elimde olan anca bu, iyi bari Ömer bombelere getirttin Passionis'i ama başka övgü yok sana. Fazla kaptırdınız siz Defne ile kendinizi bu kapışma olayına. Defne ve Ömer rekabeti kızıştırırken, Deniz karda yürüyor ve bizimkiler diğer izler ile uğraşırken, Deniz izini belli etmeden yol alıyor benden demesi. Tüm bu belirsizliklerden Ömer’i sorumlu tutuyorum, çünkü anladım ki Defne gerçekten “defolu ürün”. Yıldım artık, “yapmaz”, “etmez” dediğim ne varsa itina ile yaptı. Top Ömer'de, bu ilişkinin moderatörü Ömer İplikçi! Ya Ömer elini taşın altına koyar ve bu anlamsız belirsizlik bir son bulur ya da bu muallâk bizi allak bullak eder.
Evet, ben de evrene mesaj göndermek istiyorum efendim! Sevgili evren; Koray'ın hisseleri boş ver, ben artık Ömer ve Defne birbirlerine duymak istediklerini söylesinler istiyorum, Ömer Defne'yle çocukluğundan kesitler paylaşsın istiyorum. Al sana anahtar cümle -Ömer'in annesi- bence güzel bir başlangıç olabilir.

“
Kesmişler bizi yine, Ömer kime diyorum ben Allah!ım adam dondu.” Miss Topal
Not: Sayın Kiralık Aşk ekibi, nedendir bilinmez ama fragmandaki sahnelerin kesilmesi işi 17. bölümden beri (dört oldu sanıyorum) başımıza musallat oldu. Lütfen bir el atın 30 saniyelik fragmanın 10 saniyelik kısmı dizinin içinde yok.
Emektir, uğraştır bu yüzden ellerinize sağlık ama bu da bir seyirci gözüdür, Kiralık Aşk’ı benimsemiş bir seyirci gözüdür... Sizi seviyoruz kendinize iyi bakın.