17 Eylül 1961 - Adnan Menderes'in İdamı Benim gibi çocukluğunu 90’larda yaşamış birinin
idam kelimesini kavraması biraz güçtür. İdam, insan psikolojisini ve zihnini
yerle bir edecek kavramlardan değil midir? Düşündüğüm zaman kimse çocuğuna,
geleceğine, idam edilen bir başbakanın hayatını anlatmak istemez. Çünkü ebeveynlerin “Neden idam edildi?” sorusuna vereceği düzgün
bir cevapları olmayacaktı. Böyle bir şey nasıl açıklanabilir ki? Hangi nedenle
olursa olsun bir insanın varlığına son verme düşüncesi kabul edemeyeceğim bir
gerçek. Bence 1961 Türkiye’sinin kara lekesidir.
Adnan Menderes’in idamı,
zamanının Türkiye’si gibi Hatırla Sevgili
ailesinde de kapanmayacak bir delik açmıştı. Ünsal ve Gürsoy ailelerinin
dışında diğer karakterlerde anlatılması güç olaydan nasibini almıştı. Herkes
tek yürek olmuş, radyodan kesinleşen idam cezalarının haberini bekliyordu. Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi ; Celâl Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin
Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını
affetti. Celâl Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Bir mucize olmuştu ve Milli Birlik Komitesi diğer tutuklar gibi Rıza Ünsal’ın da cezasını, idamdan müebbet hapis cezasına çevrilmişti. Bu haber Ünsal ailesine hediye gibi gelmişti. Yaşadıkları sıkıntıyı bir an olsun unutmuşlardı.